11 Eylül 2009 Cuma

Tarihte Türk Macar ilişkileri





(Radikal Kitap 11 Eylül 2009)



Bir sergi, bir kitap: ‘Türk-Macar Tarihi İlişkilerinden Kesitler’


Şefika G. Kamcez

................


Geçtiğimiz aylarda Dolmabahçe Sarayı’nı ziyaret edenleri burada bir sürpriz bekliyordu. Türk-Macar Tarihi İlişkilerinden Kesitler adını taşıyan derli toplu ve başarılı bir sergiyle, aynı adlı bir kitap.
Kitapta temel olarak Camlı Köşk’te 2 Mayıs-5 Temmuz 2009 arasında açık kalan sergide yer alan unsurlar, Türk Macar ilişkileri fonunda, sondan başa doğru bir zamandizinsel sıra ile anlatılıyor. Böylece tarih boyunca Türk Macar ilişkilerini, tarihi ya da sanatsal değeri olan objelere bakarak görsel bir zenginlik içinde okumak olanağı doğuyor. Yani siyasi tarihe paralel olarak sanat tarihi de gözler önüne seriliyor.
Bilindiği gibi Macarlar ve Türkler’in (bin yıllık eski tarih bir yana bırakılırsa) tanışıklığı Mohaç Savaşı’ndan sonra Osmanlıların Macaristan’a yerleşmesiyle başladı. Daha sonra çeşitli dönemlerde, Osmanlılar Macar ulusal kahramanlarına kucak açtılar. Kitap boyunca sezdirildiği gibi Türk-Macar ilişkileri bütün bu dönemler boyunca hep bir dostluk havasında geçti.
Kitap günümüzdeki Budapeşte Lóránd Eötvös Üniversitesi’ndeki Türkoloji bölümünün kuruluşuyla başlıyor. Avrupa’da Slav, Latin ve Germenler arasında sıkışmış olan Macarlar öteden beri kendi kökenlerini araştırmaya önem vermişlerdir. Bu çalışmaların sonuçlarından biri olarak, dünyada ilk Türkoloji bölümü 1870’de Budapeşte Üniversitesi’nde bir disiplin haline gelmişti.
İkinci bölümde Atatürk döneminde Macaristan’ın Türk inkılâbına bakışı ve heyecanla karşılayışı ele alınıyor. Daha sonra biraz daha geriye gidilerek, 1848-1849 Macar özgürlük savaşçılarından Polonyalı general Bem’in (Murat Paşa) Rus ordusuna yenilip Osmanlı Devleti’ne iltica ettikten sonraki yaşamı ele alınıyor. Osmanlılar tarihte birçok kez olduğu gibi yine bir Macar özgürlük savaşçısına, Murat Paşa’ya da kucak açmışlardı.
Sergide orijinali görülebilen ve Sultan Abdülhamid’e Macaristan’dan gönderilen armağan sandığın mahiyeti bol fotoğraflı olarak anlatılıyor. Macar halk sanatında önemli yeri olan ahşap boyamacılık örneği bu av sandığının içi de çeşitli sanat ürünleriyle doludur.
Osmanlıların 16. yy.’da fethettiği ve marşlara, şarkılara ilham olmuş Estergon Kalesi’nin sancağına da kitapta yer veriliyor. 16. yüzyıldan kalma, artık parlaklığını oldukça yitirmiş olmakla birlikte, canlı kırmızı renkte olduğu anlaşılan bu sancak 3.20 metre boyunda ve ipek dokuma.
Avusturya-Macaristan imparatorunun İstanbul’u 1. Dünya Savaşı yıllarında (1918) ziyareti ayrı bir başlık oluşturuyor. Kitapta anlatılan belgelerde bu ziyaretle ilgili karşılama töreninden yenen yemeklere kadar birçok bilgiyi bulmak mümkün.
1.Dünya Savaşı dönemiyle ilgili olarak, İttifak Devletleri’ni ifade etmek üzere yapılmış çekmeceli ahşap kutu ve anı albümü, hem sergide hem kitapta önemli bir yer tutuyor. Dönemin sanat anlayışını da ortaya koyan bu kutu, padişah V. Mehmet Reşat’a armağan olarak sunulmuştu. Dolmabahçe sarayı içindeki Abdülmecit Efendi Kütüphanesi’nde yer almaktadır. Bilindiği gibi hem Osmanlılar hem de Macarlar İttifak Devletleri arasında yer alıyordu.
Daha sonra 93 Harbi olarak bilinen savaşın öncesinde Macarların Türklere verdiği destek anlatılıyor. Bu kapsamda Dr. Béla Erődi’nin18 Kasım 1876 tarihinde Macar Muharrirleri Cemiyeti’nde yaptığı konuşmaya değiniliyor.
Elbette ünlü Macar besteci Béla Bartók’un Anadolu’daki türkü derlemeleri ile Türk ve Macar müzikleri arasındaki kimi melodik benzerlikler de kitapta önemli bölümlerden birini oluşturuyor. Bartok 1936’da Adnan Saygun’un davetlisi olarak Anadolu’yu gezmiş, incelediği 90 ezgiden 20’sinin Macar müziklerine çok benzediğini bulmuştu.
Bu kitapla daha önce Türk Macar Dostluk Derneği’nin yayınladığını gördüğümüz Türkçe-Macarca çift dilli kitaplara bir yenisi eklenmiş oluyor. Macaristan’la ticari ilişkisi nedeniyle Macarca öğrenmeye çalışan bir arkadaşım en büyük yararı çift dilli kitaplardan gördüğünü söylemişti. Zira, ders aldığı kişinin öğrettiği Macarca standart Macarca olmadığından, başına birkaç tatsız ve komik olay gelmiş Macaristan’da.
Ancak ben kendi adıma Macarca bilmediğim için kitabın Macarca bölümleri hakkında bir fikir edinemediğimi belirtmeliyim. Ancak en azından Türkçe bölümlerinin büyük bir bilimsel titizlikle hazırlandığını söyleyebilirim. Bu bol resimli ve temiz baskılı kitap, konuya ilgi duyanlar ve sergiyi kaçıranlar için biçilmiş kaftan.

....................................


Türk - Macar Tarihi İlişkilerinden Kesitler:
Fejezetek A Török - Magyar Kapcsolatok Törteneteböl

TBMM Milli Saraylar Yayınları
Hazırlayan: T. Cengiz Göncü
İstanbul 2009, 20x27.5 cm, 303 sayfa